Reina Saldırısından Çıkartmamız Gereken Dersler
Son birkaç yıldır dünya genelinde ve ülkemizde birçok terörist saldırı meydana geldi. Artık terör örgütleri daha kolay gördükleri ve daha sansasyonel sonuçlar doğuran sivil hedeflere yönelmekteler. Meydanlarda patlayan araçlar, silahla basılan konser salonları, insanların üzerinden geçen kamyonlar ve en son yılbaşı gecesi yaşadığımız büyük Reina saldırısı. Bu saldırılar karşısında en güçlü polis ve istihbarat servislerinin bile yetersiz kaldığına hep birlikte şahit olduk. Karşımızda alınan önlemler karşısında kendini çabuk değiştiren ve her türlü koşula adapte olan yeni terör örgütleri var. Dünya artık güvenli bir yer değil ve kısa sürede değişeceği de yok. Peki bu durum karşısında biz ne yapmalıyız?
Terör örgütlerinin özellikle masum hedefleri seçerken dikkat ettikleri iki konu, saldırı öncesi tespit edilememeleri ve saldırı sonrası iz bırakmadan ortadan kaybolmalarıdır. Fransa’daki iki büyük saldırı ve son Reina saldırısı gösteriyor ki artık canlı bombalar yerine saldırı silahlarıyla daha çok insana zarar vermek ve eğer yapabiliyorlarsa saldırı sonrası izlerini kaybettirerek insanlara tehlikenin geçmediğini göstererek her an bir saldırı daha yapabileceklerini hissettirmektir. Aslında bu korkutma taktiği saldırının kendisi kadar tehlikelidir. İnsanları bir korku dünyasına çekerek normal hayatlarından uzaklaştırmak terörizmin asıl amacıdır.
Teröristlerin saldırı öncesi yaptıkları keşiflerde dikkat ettikleri en önemli etken güvenlik kameralarıdır. Öncelikle terörist aranan biriyse, keşif yaparken bile yakalanma ihtimali vardır. İlk defa bir saldırı planlıyorsa da güvenlik kameralarının olmadığı mekanları tercih edecektir. Bunun en büyük nedeni yapacağı saldırısı sırasında güvenlik kameraları tarafından tespit edilecek olmasını bilmesidir. Teröristin tespit edilmesi sadece bireysel bir suçluyu yakalamaktan daha öte belki bir hücre evini çökertmek, kilit isimlere ulaşmak belki daha sonra meydana gelecek birçok saldırıyı engellemek anlamına gelmektedir.
Bir mekanı güvenlik kameralarıyla donatmak saldırganın tespiti için yeterli midir?
Yukarıdaki örnekte olduğu gibi sıradan bir güvenlik kamerası kesinlikle teröristi yakalamak için yeterli değildir. Reina saldırganının ilk görüntülerinden, kim olduğunu bir kenara bırakın nereli olduğu hakkında bir tahmin yapmak imkansızdı. Suçlunun yüksek çözünürlüklü görüntülerine ancak 2 gün sonra ortaya çıktı. 2 gün kısa bir süre gibi gözükse de bugünün dünyasında Sydney’e uçmak için çok yeterli bir süre.
Bir kamera güvenlik sisteminde kaydedilen görüntünün net olması için dikkat edilmesi gereken noktaları aşağıda şöyle özetleyebilirim.
• Kameranın çözünürlüğü
• Sensörün büyüklüğü
• Kamera lensinin ayarı ve kalitesi
• Kameranın yerleştirildiği nokta
• Ortamdaki ışık
• Kamera ya dik gelen ışık miktarı ve kameranın WDR özelliği
• Gece görüşü için IR Led aydınlatma mesafesi
• Kamera ayarının profesyonel bir ekip tarafından yapılması
Tabi ki yukarıdaki kriterleri çoğaltmak mümkündür ama genel hatlarıyla belirttiğim özellikler dikkate alınarak tasarlanıp uygulayan kamera güvenlik sistemleri daha başarılı sonuçlar verecektir. Suç işleyen kişilerin, eylemleri sonrasında net görüntülerinin elde edilmesi kolluk güçlerine çok büyük fayda sağlar. Hızlı bir şekilde hareket edilerek suçlu yakalanabileceği gibi bağlantılı olduğu örgüt veya hücre evleri de çökertilip ileride düzenlenecek saldırılar engellenebilir.
Ben terör ile yaşamayı öğrenmek yerine ona nasıl boyun eğmeden mücadele edilebileceğini öğrenenlerin tarafında olmak isterim.
Bilgitay ÇELİK
Satış ve Pazarlama Müdürü