Alev Dedektörü Seçimi Nasıl Yapılır?
Alev dedektörü seçiminin nasıl yapıldığını anlatmadan önce alev dedektörlerinin nasıl algılama yaptığı ve kaç farklı tipi olduğundan bahsetmem gerekiyor.
Yangın algılama için yangının değişik özelliklerinden faydalanılmaktadır. Temelde bunları 3 madde de sıralayabiliriz.
- Duman Algılaması
- Sıcaklık Tespiti (sıcaklığın belli bir dereceye ulaşması ve/veya hızlı sıcaklık artması)
- Alev Tespiti
Alev algılaması özellikle dış ortamlar ve geniş alanlarda kullanılmaktadır. Alev algılaması temelde alevin yaydığı radyasyon dalgalarının algılanmasıyla yapılır. Alev algılama çeşitleri kendi aralarında 3 bölüme ayrılır.
- Ultraviyole (UV)
- Infrared (IR)
- Görülebilir (Vis)
Hidrokarbon yanması sonucu belirli miktarlarda Karbon Dioksit (CO2) ve Su (H2O) meydana gelmektedir.
2C6H14 + 19O2 + Enerji = 12CO2 + 14H2O
Bu moleküllerin temel durumuna geri dönüş, belirli dalga boylarındaki fotonların emisyonuyla gerçekleşir. Alevlerin emisyon spektrumunda imza özelliğine sahip bazı bantlar da vardır. Bunlar yanan maddenin doğası gereği farklı dalga boylarına sahiptir.
Aşağıdaki çizimde UV, VIS ve IR için dalga boyu grafiğini bulabilirsiniz.
Yanan maddenin cinsine göre, alevler farklı dalga boylarında radyasyon yayarlar. Bu da genelde alev dedektörlerinde birden fazla sensör kullanılmasını gerektirir. Ayrıca ortam koşullarından gelen diğer radyasyon dalgaları sensörler tarafından algılanarak hatalı alarmlara neden olabilir. Bundan dolayı farklı dalga boylarındaki birden fazla sensör tek bir cihaz içinde kullanılarak doğrulama yapılır. Bu da hatalı alarmları önemli bir şekilde azaltır.
Bu sensörler çeşitlerini 4 farklı gruba ayırabiliriz:
UV Ultraviyole Dedektörü
Ultraviyole dedektörleri (UV), 300 nanometre'den daha az bir dalga boyuna sahip olan UV radyasyona tepki verir (güneş körlüğü bölgesi).
Bu tip dedektör bazen yanıcı sıvı yangınları (örneğin hidrokarbon yangınları) için kullanılır. Hidrojen, amonyak ve metal yangınlarının tespit edilmesine izin veren özel bir sensördür. Bununla birlikte, saptama kapasitesi dumanın bulunduğu ortamda zayıflar. Bu nedenle, kapalı bir ortamda yakıt yangınında, UV sensörü, alevleri nispeten erken "görmemesi" durumunda yangın algılayamayabilir. Benzer şekilde ultraviyole radyasyonu, dedektör penceresinde potansiyel olarak biriken yağlı filmler veya çevrede bulunan bazı organik bileşikler tarafından absorbe edilir, böylece algılama hassasiyeti sınırlanır. Son olarak, yanlış alarmlar üretebilen elektrikli yaylar, X-ışınları ve yıldırım fırtınasına duyarlıdır.
Bu genellikle termal radyasyonu algılayan ve alınan ışık sinyalinin çeşitlerine duyarlı bir piro (pyro) elektrikli sensördür. Gazoil yangınları ve dumanlı ortamlarda etkili olan kızılötesi dedektör, ancak sulu ortamlara (sis, don gibi ...) yanı sıra çevreye birçok müdahale eden kızılötesi kaynağına karşı hassasdır. Buda hatalı alarmlara neden olabilir. Bu güçlü hassasiyete karşı ve hatalı alarmlardan kaçınmak için, bir cihazda (Multi IR) birkaç sensör kullanmak yaygınlaşmıştır. Dahası, ultraviyole dedektörden daha ucuz ve genel olarak daha güvenilirdir; ayrıca, bileşenler üzerinde daha az ciddi kısıtlamalar nedeniyle, arıza oranları daha düşüktür.
İki farklı sensörü birleştirerek oluşturulan bu teknoloji, UV sensörün hassaiyetini IR snesörün algılama yüksek mesafesiyle birleştirerek hatalı alarmları düşürürken algılama mesafesini de uzatır.
Günümüzde yangın algılama pazarı çoğunlukla IR3 sensöre yönelmektedir. Multi IR dedektörleri, genellikle çok daha düşük algılama aralığına sahipken, çok düşük yanlış alarm oranını korurlar. Aynı zamanda dumanlar ve yağ buharlarıyla ilgili zayıflamaların yanı sıra yıldırım, kaynak atkıları gibi parazit kaynaklardan etkilenmezler.
Üç farklı spektral bantta üç kızılötesi dedektörün kullanılması ve ortamın müdahale eden kızılötesi kaynaklarla dolması durumunda bile, standardize edilmiş yangınlarda 40 ila 80 metre arasında algılama aralıklarına ulaşılması mümkündür.
Bilgitay ÇELİK
Satış ve Pazarlama Müdürü